Sepetim (0) Toplam: 0,00 TL

22 Haziran 1927’de İstanbul’da dünyaya geldi. Babası hukukçu, annesi Mustafa Kemal Paşa’nın ahbaplarından Tatar Hasan Paşa’nın kızıydı. İlk kitabı Üçüncü Mevki henüz 19 yaşındayken yayımlandı. 1946’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Aynı yıl Ulus’ta gazeteciliğe başladı. ANKA Ajansı, Akşam ve Dünya’da muhabirlik, Hürses’te köşe yazarlığı yaptı. NATO hakkındaki bir haberi nedeniyle ilk kez 1953’te tutuklandı. 1959’da Milliyet’e transfer oldu. 28 Nisan 1960’ta DP’nin baskıcı rejimine karşı yapılan gösterilere karşı insafsız müdahalelerin ve Turan Emeksiz’in öldürülmesinin ardından Taş adlı köşesini “Bugün canım yazı yazmak istemiyor,” başlığıyla çıkardı. Bu yazı, en zor koşullarda dahi iktidarı protesto etmenin zekice bir yolunun bulunabileceğini gösteren bir örnek olarak Türkiye basın tarihine geçti. Aralık 1961’de çıkmaya başlayan Yöndergisinde kapitalizmi, liberalizmi, emperyalizmi eleştiren yazılar yazdı. 1964’te Milliyet gazetesi ile yazdığı yazılar nedeniyle anlaşmazlığa düştü ve bu gazeteden ayrılarak Akşam’a döndü. Genel Başkan Mehmet Ali Aybar’ın çağrısı üzerine 1965 seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi (TİP) listesinden bağımsız İstanbul milletvekili adayı oldu. Milletvekili seçildikten kısa bir süre sonra TİP’e katıldı. “Gerçek demokrasilerde kapitalist görüş vardır. Karşısında sosyalist görüş vardır ve gerçek Batı demokrasisi bu iki görüşün birbirine zabıta çağırmadığı yerde tecelli eder” sözleriyle başlayan konuşması sosyalist görüşün TBMM kürsüsünden ilk kez açıkça dile getirilmesiydi. Parlamentoda yaptığı konuşmalar ve gazete yazılarıyla popüler bir karakter haline geldi. Yurdun dört bir yanından emekçilerin sorunlarını, bunlara kendilerince buldukları çarelerini ve protestolarını dile getirdikleri mektuplarının başlıca adresi hâline geldi. Onlar Uyanırken bu mektuplardan küçük bir demetin 1967’de kitaplaştırılmasından doğdu. 20 Temmuz 1967’de TBMM’de yapılan oylamayla milletvekili dokunulmazlığı kaldırıldı. Bir hafta sonra Anayasa Mahkemesi dokunulmazlık kararını bozdu. 19 Şubat 1969 günü İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken, Nâzım Hikmet hakkındaki övücü sözleri nedeniyle Adalet Partisi (AP) milletvekillerinin linç girişimine maruz kaldı ve sağ gözü görme yeteneğini yüzde 50 oranında kaybetti. 1968’de TİP içinde meydana gelen bölünmede Aybar karşıtı bir konumda yer aldı. Dört yıllık parlamenter mücadele deneyimini Ben Milletvekili İken başlığı altında kitaplaştırdı. 12 Mart Darbesi’nin ardından 29 Nisan 1971 günü tutuklandı ve 1973 sonuna kadar tutuklu kaldı. Bu süreçte yazdığı Büyük Gözaltı adlı romanı, kendisi tutukluyken Orhan Kemal Roman Ödülü’ne layık görüldü. Hapisten çıktıktan sonra ‘büyük’ basının sütunlarında kendisine yer verilmedi. Yeni Ortam ve Politika gibi ana akım dışında kalan gazetelerde, Çarşaf mizah dergisinde (Hüseyin Zurna adıyla) yazdı. Hürriyet ve Ege Ekspres’teki yazıları imzasız olarak yayımlandı. 1980 Darbesi’nden sonra liberal fikirlerin bayraktarlığını yapmaya başladı ve tekrar ana akım medyaya döndü. Hürriyet, Güneş, Sabah, Milliyet gazetelerinde köşe yazıları yazdı. 88. yaş gününe denk gelen son yazısında “Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi,” diye yazıyordu. 22 Ekim 2015’te, İstanbul’da hayata veda ettiğinde dünyanın en çok köşe yazısı yazmış yazarlarından birisiydi. Taş, Sömürücülerle Savaş, Suçlanan Yazılar, ‘Kahrolsun Komünizm’ Diye Diye, Onlar Uyanırken, Kopuk Kopuk, Geçip Giderken, Gölgelerin Gölgesi, Şeytanın Aynaları, Bir Yumak İnsan ve Nar Çekirdekleri siyasi yazılarının toplandığı başlıca kitaplarıdır. Büyük Gözaltı, Bir Avuç Gökyüzü, Viski ve Küçük Bahçe adlarında dört romanı; Çemberler, Mor Defter, Suçlular, Dilekçe ve Tahterevalli adlı basılmış beş oyun kitabı çıkmıştır. Aşk, Sanat ve Servet ile Atatürk’ün Sosyal Görüşleri adlarında iki incelemesi ve Tarihin Saklanan Yüzü adlı bir araştırması kitap olarak yayımlanmıştır. Bunların dışında anı ve gezi kitapları da bulunmaktadır.

Çetin ALTAN - Yazarın kitapları

Kapat